Dans Eden Keçilerin Sırrı: Kaldi Efsanesi

Her şey, MS 850'li yıllarda, bugün kahvenin anavatanı olarak kabul edilen Kaffa bölgesinde yaşayan Kaldi adında bir keçi çobanıyla başladı. Efsaneye göre Kaldi, bir gün keçilerinin her zamankinden çok daha enerjik olduğunu, neşeyle zıplayıp adeta dans ettiklerini fark etti. Merakla hayvanlarını izlediğinde, daha önce hiç görmediği bir ağacın parlak kırmızı meyvelerini yediklerini gördü.
Cesaretini toplayıp bu gizemli meyvelerden kendi de tattı. Tıpkı keçileri gibi o da inanılmaz bir enerjiyle dolduğunu, yorgunluğunun ve uyuşukluğunun bir anda kaybolduğunu hissetti. Bu sihirli meyvelerin sırrını çözmek için ceplerini doldurdu ve soluğu yakındaki bir manastırda aldı.
Manastırdaki keşişler, Kaldi'nin anlattıklarına şüpheyle yaklaştılar. Hatta bir keşiş, bu meyvelerin "şeytan işi" olduğunu söyleyerek onları ateşe attı. Ancak bu, aslında kahvenin kaderini değiştiren bir hareket olacaktı. Ateşe düşen çekirdekler kavrulmaya başladığında, manastırı daha önce hiç duyulmamış, baş döndürücü bir aroma sardı. Bu muhteşem koku, keşişlerin merakını cezbetti. Ateşten kurtardıkları kavrulmuş çekirdekleri ezdiler ve sıcak su dolu bir ibriğe koydular.
Tattıkları bu yeni içecek, onlara uzun gece duaları ve ruhani çalışmalar sırasında dinç kalma gücü verdi. O günden sonra kahve, manastırın vazgeçilmezi oldu ve ünü kısa sürede tüm bölgeye, ardından da dünyaya yayıldı.
Yemen'e Uzanan Yolculuk ve Diğer Efsaneler
Kaldi efsanesi en bilineni olsa da, kahvenin keşfine dair bir başka hikaye de Yemen'de geçer. Bu hikayeye göre ise kahveyi keşfeden, Yemen'in Mocha kentinde yaşayan Şeyh Omar adında dindar bir Müslümandır. Bu farklı anlatılar, kahvenin ilk zamanlarındaki gizemini ve ne kadar değerli olduğunu bizlere gösteriyor.
Bir İçecekten Çok Daha Fazlası: Etiyopya Kahve Seremonisi

Etiyopya'da kahve, sadece sabahları içilen bir içecek değildir; sosyal hayatın merkezinde yer alan, dostluğu, saygıyı ve misafirperverliği simgeleyen kutsal bir ritüeldir. Saatlerce sürebilen bu seremoni, genellikle ailenin genç bir kadını tarafından yönetilir.
- Hazırlık: Tören, kötü ruhları kovmak için yakılan tütsülerle başlar. Ev sahibi, geleneksel beyaz pamuklu elbisesini giyer.
- Kavurma: Yıkanmış yeşil kahve çekirdekleri, "jebena" adı verilen geleneksel kil demliğin yanında, uzun saplı bir tavada, kömür ateşinde yavaşça kavrulur. Kavrulurken etrafa yayılan o muhteşem koku, misafirlere tek tek koklatılır. Bu, seremoninin en keyifli anlarından biridir.
- Öğütme ve Demleme: Kavrulmuş çekirdekler, "mukecha" adı verilen ahşap bir havanda dövülerek öğütülür ve ardından su dolu jebena'nın içine konularak ateşte demlenir.
- Sunum: "Bunna" adı verilen kahve, "sini" denilen küçük, kulpsuz fincanlara belirli bir yükseklikten dökülerek servis edilir. Bu, telvenin fincanın dibinde kalmasını sağlar. Misafirlere genellikle üç tur kahve ikram edilir: Abol, Tona ve Baraka. Bu üç fincanı içmenin kişiyi kutsayacağına inanılır. "Baraka" kelimesinin anlamı da "kutsanma"dır. Bu daveti geri çevirmek büyük bir kabalık sayılır.

Bu seremoni, aynı zamanda insanların bir araya gelip sohbet ettiği, haberleri paylaştığı ve toplumsal bağlarını güçlendirdiği önemli bir sosyal etkinliktir.
Etiyopya'nın Lezzet Hazineleri: Kahve Çeşitleri
Etiyopya, binden fazla kahve çeşidine ev sahipliği yapar ve bu da onu kahve dünyasının genetik merkez üssü haline getirir. Kahve ağaçları burada yüzlerce yıldır vahşi doğada, yapay hiçbir müdahale olmadan özgürce büyümüştür. Bu zenginlik, fincanınıza yansıyan o eşsiz ve karmaşık tat profillerini oluşturur. En bilinen bölgeler ve tat profilleri şunlardır:
- Sidamo: Parlak, meyvemsi ve çiçeksi notalarıyla bilinir. Genellikle yüksek asiditeye ve orta bir gövdeye sahiptir.
- Yirgacheffe: Dünyanın en iyi kahvelerinden biri olarak kabul edilir. Narenciye ve çiçeksi aromalarıyla öne çıkan, canlı ve zarif bir tada sahiptir.
- Harrar: Genellikle güneşte kurutma (doğal) yöntemiyle işlenir. Bu da ona yaban mersini, böğürtlen gibi koyu meyve tatları ve şarapsı bir gövde kazandırır.
- Limu: Dengeli, tatlı ve hafif baharatlı notalara sahip, yıkanmış bir kahvedir.
Kahve: Etiyopya'nın Ekonomik Can Damarı
Kahve, Etiyopya için sadece bir kültür mirası değil, aynı zamanda en önemli gelir kaynağıdır. Ülke nüfusunun yaklaşık %25'i, yani 15 milyondan fazla insan geçimini kahve yetiştiriciliğinden sağlar. Afrika'nın en büyük kahve üreticisi olan Etiyopya, ürettiği kahvenin yaklaşık yarısını kendi iç pazarında tüketir ki bu da kahvenin gündelik hayattaki yerini bir kez daha kanıtlar.
Çoğu üretim, kimyasal gübre veya pestisit kullanmayan küçük çiftçiler tarafından, geleneksel ve tamamen manuel yöntemlerle yapılır. Bu da Etiyopya kahvesini sadece lezzetli değil, aynı zamanda doğal ve organik kılar.
Etiyopya'nın bu kahve ile olan öyküsünü doğrudan biz de kendi kahve çekirdeklerimize taşıyoruz. Aşağıda Etiyopya kahve çekirdeği çeşitlerimizi bulabilirsiniz: